PATATESİN TARİHÇESİ

Günümüzde çağdaş botanistler patatesin anavatanının Güney Amerika olduğu konusunda uzlaşmışlardır. Öyle ki patates And dağları’nda yabani türler olarak belirmiş ve buradan Kolombiya ve Venezuela’ya oradan da Şili ve kuzey Arjantin’e gelmiştir. En sonunda tüm türler Peru’da ekilmeye başlamıştır. Patates ekimine dair günümüzdeki tek kanıt yaklaşık 7.000 yıl önce Peru’da gerçekleşmiş olmasıdır.

Patatesi Avrupa’ya ilk kez İspanyalı bir fatih olan Pedro Cieza de León getirmiştir. İsmini Quechua dilinden alan patates, aynı yıllarda İspanya’da ekilmeye başlandı.

Patatesin ekimi 1540’larda Fransa’da başladı. Patatesi 1590’da ilk olarak botanik literatürüne geçiren İsviçreli botanist Gaspard Bauhin’dir.

Osmanlı topraklarında ise 1850’li yıllarda egzotik bir yiyecek olarak İstanbul’da satılmaya başlanan patates, 1890’ların sonunda iyice tanınır olmuştur.
Bu tarihe kadar patates üretimi yapılmayıp ithal edilse de ithalatın büyük bir yük oluşturmaya başlaması ile, ilk defa 1895 yılında Sakarya Nehri vadisinde üretimi başlamıştır.

1910 yılında, Marsilya’dan sağlam hastalıksız tohumlar getirilmesi ile patates üretimi anadolu topraklarına yayılmıştır. Yani patatesin anadoluya gerçek anlamda gelişi 20. yy’da gerçekleşmiştir.

Patates (Solanum tuberosum), patlıcangiller (Solanaceae) familyasından yumruları yenen otsu bitki türüdür. Boyu 70–80 cm’ye varan, beyazımsı-pembemsi çiçekler açan, yumruları hariç zehirli otsu bir bitkidir.

Patates (Solanum tuberosum), patlıcangiller (Solanaceae) familyasından yumruları yenen otsu bitki türüdür. Boyu 70–80 cm’ye varan, beyazımsı-pembemsi çiçekler açan, yumruları hariç zehirli otsu bir bitkidir.

Patatesi diğer sebzelerden ayıran en büyük özelliği tohum ile üreme yerine Vejetatif üreme yapmasıdır. Yani patates ile geri dönüşüm kullanılarak elde edilmesidir. Örneğin: bir patates parçasını toprağın altına koyduğunuzda bu önce kendiliğinden patates bitkisi olur sonra patatesler toprağın altında çoğalırlar.

Bitkinin toprak altında kalan yumruları “patates” olarak bilinir. Bu yumrular nişasta bakımından zengin olduğundan önemli bir besin maddesidir. Patateste nişastadan başka belli bir oranda protein de bulunur; nişasta %20, protein %2’dir. Besin değeri 90 kaloridir. Bitkinin toprak üst kısımlarında zehirli alkaloidler bulunmasına karşılık yumruları zehirli değildir. Ancak çimlenmiş patateslerde de bu alkoloitler teşekkül ettiğinden zehirlenmelere sebebiyet vermektedir. Patates yumrularında bulunan nişasta taneleri yumurta veya armut şeklinde olup, 70-100 mikron büyüklüğünde tanelerden ibarettir. Patates dış kabuk rengine göre sarı ile kırmızı, etine göre beyaz ve sarı olarak ayrılır. Patates tohumuna milva denir. Özellikle Nevşehir Niğde illerinde yetiştiriciliği yapılır.

Patates Türleri

Adora, Agata, Agria, Anna, Carlita, Carmona, Cosmos, Cycloon, Fabula, Felsina, Fianna, Granola, Hermes, Impala, Jaerla, Konsul, Lady, Olympia, Lady, Rosetta, Latona, Marabel, Maranca,  Marfona, Mondil, Morene, Panda, Provento, Ranger, Russet, Remarka, Resy, Russet, Burbank, Sante, Satına, Shepody, Slaney, Solide, Tomensa, Van Gogh, Velox, Victoria…

Kullanıldığı Yerler

Şeker hastalarına faydalıdır. Susuzluğu giderir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinde yararlıdır. Karaciğer şişliğini de giderir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Damar şişliğinde faydalıdır. Sert bir şey yutulduğu zaman yabancı maddenin vücuda zarar vermeden çıkartılmasını sağlar. Patates yemek basur memesi, yanık ve çıbanların ağrılarını geçirir. Ana vatanı Amerika’dır.